21 Ocak 2013 Pazartesi

Kış Hastalıklarında İlaç Kullanmadan İyileşmek Mümkün Mü?

Kızım hastayken komodinimizin görüntüsü böyle oluyor :) Sol üstte soğuk buhar makinesi, yanında doğal yağlarımız ki püskürtmeli şişede olanı masaj için kullanıyorum, sağda ön tarafa bal ve yemek için kaşık, sonrasında ağız silmek için ıslak el bezi, ki el bezini gerekirse ağrıyı azaltması için kompres olarak da kullanıyorum, içmesi için pipetli termosta su ve oyalanmak için de bol bol kitap...

Kızım 40 aylık (şu an 52 aylık) ve henüz hiç ilaç kullanmadı. Üstelik ilk hastalığını 6 aylıkken geçirmişti, 12-14 ay civarında bir ara bronşiolit teşhisi de konuldu ve 3 senedir, her sene 2-3 defa hasta olur (senede 6 defaya kadar hastalanmayı doktorlar "normal" olarak değerlendiriyorlar). 6. ayından bu yana her gün, yaz kış sokaktayız. İnsanlarla bu kadar içli dışlı olan bir bebeğin hasta olmaması zaten mümkün değil.

Yani kızım ortalama her mevsim bir hastalık geçiriyor ama ilaç kullanmadan atlatıyor. Bunu duyan, gören herkes "Ateşi düşürmek için ne kullanıyorsun? Öksürük kesmek için ne kullanıyorsun?" diye sorarak doğal ilaç önerileri bekliyor benden.

Bu yazıda sıradan kış hastalıkları (grip, nezle, üşütme, soğuk algınlığı vs artık adına ne derseniz, viral hastalıklar) konusunda edindiğim tecrübelerimi paylaşmak istiyorum. Ama öncelikle belirtmem gerekiyor ki ben tıp doktoru değilim, tıp konusuna girebilecek hiçbir alanda uzmanlığım yok. Kızımı 1 yaşına kadar her ay, 1 yaşından sonra da ortalama 6 ayda bir doktora götürdüm. Kızım normal kiloda ve zamanında doğdu (yani düşük kiloda ya da erken doğmadı); akciğer, idrar yolları ve kulak-burun-boğaz ile ilgili herhangi bir hassasiyeti yok. Yani temel olarak sağlıklı bir bebek. Sadece baba tarafından alerjiye ve dolayısıyla alerjik astıma genetik yatkınlığı var (egzaması olduğunda doktorlar bu tahminde bulunmuşlardı).

Tüm bunları saydıktan sonra da şunu söylemek istiyorum: Ben ilacın her türlüsüne karşıyım. Bir hastalığı önlemek veya tedavi etmek ya da belirtilerini ortadan kaldırmak için her türlü yolla kullanılan maddelere ilaç denir (http://tdkterim.gov.tr/bts/). Ben, kızım hastalandığında haricen kullanılan yağlar haricinde hiçbir tür ilaç kullanmıyorum. Kendimde ise mecburen bazı bitkisel ilaçlar deniyorum.

Neden ilaç kullanımına karşıyım?

Öncelikle söylemek istiyorum ki ben ilaçlara tü-kaka diyenlerden değilim. İlaçların kimyasal mucizeler olduklarını ve insan hayatını da uzattıklarını düşünüyorum. Ama zorunlu olduğu zamanlar kullanılmalılar ki, gerektiğinde bünyeye etki etsinler. 

Neden kızım için ilaç kullanmadığıma gelince, ilk nedenim kendi bünyem. Annem, beni düzenli olarak çocuk doktoruna götürüyormuş. O da sağ olsun sık sık antibiyotik reçete ediyormuş. Diş minelerim kullandığım antibiyotiklerden dolayı sapsarıdır şu an. Ayrıca çok sık hasta olurum, hastalıklarımı da çok ağır geçiririm. Vücudum kendi kendini iyi etme yeteneğini kaybetmiş ne yazık ki... Ve en büyük korkum, antibiyotiklere bağışıklık kazanmış olmak... Eğer ileride gerçekten ağır bir hastalık karşısında antibiyotik kullanmak zorunda kalsam, vücuduma etki etmemelerinden çekiniyorum:

"Antibiyotiğe karşı oluşan bağışıklık, ilaç artık bakterilere karşı işe yaramamaya başladığında ortaya çıkar. Bu gibi rahatsızlıklarda tedavi zorlaşır, iyileşme süresi uzar ve daha uzun ve pahalı tedavilere başvurmanız gerekebilir. Hatta öyle ki bazı enfeksiyonlar ölüme kadar götürebilir. Uzmanlar bakterilerin bağışıklık gösteremeyeceği antibiyotikler oluşturmaya çalışsa da bu organizmalar yeni antibiyotiklere çabuk adapte olabilirler. Örneğin MRSA adlı bir bakteri bir zamanlar sadece hastanedeki hastaları etkilemekteydi, fakat bu bakterinin ilaca bağışıklık kazanan yeni bir formu artık tüm insanlarda enfeksiyon oluşturabilmekte." (http://www.ilacpedia.com/makale/antibiyotikler-yanlis-kullanimi-sizi-ve-cevrenizdekileri-riske-sokar). 


Antibiyotik direnci diye internet üzerinde arama yaparsanız, korkumun nedenini anlayabilirsiniz. Örnek bir bilimsel yazı için bkz. http://www.cocukenfeksiyon.org/sayilar/2/33-38.pdf

Kızımın bu tür bir riskle karşı karşıya kalmasını istemiyorum. O nedenle antibiyotik kullanmıyorum.

Antibiyotik direnci ispatlanmış bir bilimsel gerçek ama ben diğer ilaçlar için de aynı durumun söz konusu olduğunu düşünüyorum. Örneğin ömrü boyunca dağ başında bir köyde büyümüş ve ilaç kullanamamış bir insan, başı ağrıdığında bir tane aspirin alsa, ağrıyı geçirmekte yeterli geliyor. Oysa bizim gibi çocuk aspirinlerini şeker gibi içen bir nesil, kutu kutu aspirin içse hiçbir fayda göremez. Aynı şekilde düzenli ağrı kesici ya da spazm giderici kullananlar da gitgide aynı etkiye ulaşmak için doz arttırmak zorunda kalmaktadırlar. Buna "tolerans geliştirme" diyorlar. Kafeine karşı bile tolerans geliştirip, dozu arttırmak zorunda kalabiliyor insan, eğer sıkça kullanıyorsa.


Özellikle çocuğun ilk hastalıklarında ilaç kullanımının bağışıklık gelişimini olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebileceğine de inanıyorum. Şöyle izah edeyim: Bebek hasta oluyor. Onu hasta görmekten tedirgin olan yetişkinler kaptıkları gibi soluğu doktorda alıyor. Doktor elbette biliyor ki viral bir hastalığı ilaçla iyileştirmek mümkün değil. Hani "ilaçla bir haftada, ilaçsız yedi günde geçer" derler, o hesap. Ama panik içinde kucağında ateşi olan ve öksüren, burnu akan, huzursuz, yemek yemek istemeyen vs bebeği ile gelen aileye (zira genelde çocuk; ana-baba, anneanne, babaanne, dedeler, halalar, amcalar vs hep beraber götürülür doktora) "Yapacak bir şey yok, eve gidip hastalığın bitmesini bekleyin" diyen hiçbir doktor Türkiye'de iş yapamaz. Hem hasta kaybeder, hem de adı kötü doktora çıkar. O nedenle zararının en az olduğunu tahmin ettiği semptom, yani hastalığın belirtilerini giderici ilaçlar verir bebeğe. Günümüz doktorlarının hastalığı tedavi etmek yerine, tetkik sonuçlarına karşılık sadece ilaç yazdıklarını sadece ben değil, doktorların bizatihi kendileri söylüyorlar: http://www.ahmetrasimkucukusta.com/2013/01/18/etibba-diyor-ki/17449/

Anne, bebeğe bu ilaçları kullanınca kendisini her şeye muktedir hisseder. O kadar ki çoğunlukla 1-2 hastalıktan sonra bebeği doktora götürmeye bile gerek kalmaz. Zaten her anne, her semptomu yok edecek ilacı bilir artık. Ateşi düşürmek için hangi ilaç, kaç saatte bir kullanılmalı; hangi ilaç öksürüğü keser, hangi ilaç balgam atmayı kolaylaştırır, hangi sprey burnu açar, hiç ilaç kullanmamış ben bile biliyorsam, tüm anneler biliyor demektir...

Ama sorun şudur ki, hastalığın semptomlarının giderilmesi, hastalığın bittiği anlamına gelmez. Yani çocuk artık öksürmüyor diye, içindeki mikrobu attığı ve hastalığı sonlandırdığı düşünülmemelidir. Sadece ilaçlar nedeniyle öksürememektedir.

Vücuda bir mikrop girince insan vücudunun çok az savaşma yöntemi vardır:
  • Vücut ısısını yükselterek mikropları öldürür.
  • Boğaza yerleşen mikropları öksürerek vücuttan dışarı atmaya çalışır.
  • Akciğere ya da nefes borusuna yerleşen mikropları balgam üreterek atmaya çalışır.
  • Burna, genze yerleşen mikropları sümük salgılayarak vücuttan atmaya çalışır.
E, şimdi biz kendi kendisine iyileşmeye, mikropları öldürüp kendisinden uzaklaştırmaya çalışan vücudun tüm bu savunma yollarını kesersek, yani ateş düşürücü ile ateşi düşürüp, balgam seyreltici ile balgamlı öksürüğü keser, öksürük kesici ile öksürüğü toptan keser, burun spreyleri ile burun akıntısını da yok edersek, bu vücut mikropları nasıl öldürecek? 

İşte bu nedenle ben kimyasal ya da bitkisel, hiçbir ilaç vermiyorum kızıma. Onun bünyesi sapasağlam. Bu da ona en büyük hediyedir. Bu hediyenin kıymetini biliyorum ve bağışıklığını ellerim ile güçsüzleştirmek istemiyorum. Atlattığı her gripten sonra biliyorum ki artık o virüse ve türevlerine karşı bağışıklığı var ve bir daha aynı tür virüsle karşılaştığında hasta olmayacak. Her hastalığı, onun için bir hediye. Her hastalıkla birlikte, başka bir tür virüse karşı daha bağışıklık kazanıyor. Ve muhtemelen ileriki yaşamında, tıpkı babası gibi hiç hastalanmayan, sapasağlam bir insan olacak. Ben 1,5 aydır öksürüyorum. Kızım da aynı hastalığı 3 hafta sonra benden kaptı. İkimiz de yorgan döşek yattık, hastalığın ilk haftası. Çok çok ağır geçirdik. Üstelik maaile aynı yatakta yatıyoruz. Eşim ne benden, ne de kızımızdan hastalık kaptı. Belki de kaptı ama hastalandığını bile anlamadı. Çünkü o, ilaç kullanmadan büyütülen çocuklardan. Bağışıklık sistemi sapasağlam. Annesine ne kadar minnettar olsa azdır. Umarım kızım da ileride bu yazıları okursa, onun için verdiğim savaşı anlar... Çünkü bir annenin, hasta olan çocuğunun başında durup da hiçbir şey yapmadan sadece seyirci kalması, gerçekten çok çok zor bir imtihan...

Kızım hastalandığında sadece rahatlatmak adına şunları yapıyorum:
  • İstediği kadar, kuralsız emziriyorum. Özellikle hastalığı benden kapmışsa, benim vücudumda hastalığa karşı oluşan antikorlar, süt yolu ile kızıma geçip, doğal bir ilaç vazifesi görüyorlar.
  • Yemek yemek istemezse, asla zorlamıyorum (Hasta olan hiçbir canlı yemek yemez. Zira bünye hazım için enerji harcamak istemez; tüm enerjisini mikroplarla savaşmaya harcamak ister. Ayrıca orucun, yani yemek yememenin hastalık iyileştirici etkisi olduğu da savunulmaktadır: http://uzuncorap.com/2013/01/03/gunde-kac-ogun-yemeli/)
  • Kasları, eklem yerleri vs ağrıyorsa, eklem yerlerine ıslak havlu koyuyorum ve doğal yağlarla masaj yapıyorum. Bunu ateşi düşsün diye değil, sadece ağrıları geçsin diye uyguluyorum.
  • Sık sık banyoya sokuyorum. Ben kendim de banyo yapmadan iyileşemem. Ilık banyo vücudu rahatlatır. Ayrıca terle birlikte atılan atıkları da suyla birlikte vücuttan uzaklaştırmak gerekir. Eğer kızımı yıkayamıyorsam, çok halsizse, o zaman sirkeli ya da sadece sıcak suyla ıslattığım bir bezle vücudunu siliyorum. Bu da ateş düşürmek için değil, sadece cilt yüzeyini temizlemek için... Ama mesela nezle ise, burnu rahatlatmanın en iyi yolu yıkanmak. Kafadan aşağı su döktükçe sinüsleri boşalıyor, sümük salgısıyla beraber mikroplar da atılıyor ve burnu açılıp, rahat nefes aldığı için çok daha rahat uyuyor. Burnu açık olduğunda, öksürüğü de azalıyor. Ayrıca su, vücuttaki elektriği de atar. Zaten kızım hasta olsun olmasın, gece yatmadan önce, ya duş aldırırım, ya da ellerini, ayaklarını ve yüzünü yıkarım. Kendim de bu şekilde yıkanırım. Çünkü vücuttaki elektrik en çok sivri, uç bölgelerde birikir. Suyla elektriği atınca, insan rahatlıyor, gevşiyor, uyuması kolaylaşıyor...
  • Burnunu açık tutmaya çalışıyorum. http://sormabulmadunyasi.blogspot.com/2011/01/tkal-burun-nasl-aclr.html .
  • Bol bol sıvı teklif ediyorum. Teklif var, ısrar yok! Sürekli yanında su, portakal suyu, ballı bitki çayları, ayran, kefir vs içiyorum. Ona da küçük bardaklarda teklif ediyorum (büyük bardaklar gözünü korkutabiliyor, bitirebileceği miktarda görünce daha kolay içiyor). Çekici gelsin diye içine pipet koyuyorum vs. Bunlar da ilaç niyetine değil. Yani bir ilacın, ilaç etkisi gösterebilmesi için belirli bir miktarda tüketilmesi lazım. Mesela bir ağrı kesici, sekiz parçaya bölünüp de bir parçası içildiğinde etki etmez. Aynı şekilde ilaç niyetine, mesela ıhlamur içilecekse, belli bir miktarda içmek gerekir. Ben verdiğim hiçbir bitkiyi, ilaç etkisi yaratacak şekilde fazla miktarda vermiyorum. Biraz ıhlamur, biraz adaçayı, biraz haşlanmış meyve çayları vs vs. Yeter ki sıvı alsın. Sadece su içildiğinde, insanın içebileceği belli bir miktar var. Ötesini hem insanın canı istemez, hem de böbrekleri yorabilir. O nedenle değişik türde sıvılar teklif ediyorum.
  • Soğuk buhar makinesi ile odayı sürekli nemlendiriyorum. Yazın pek sık hasta olmaz kızım. Olduğunda da zaten cam pencere açık oluyor. Ama eğer klima çalışıyorsa, yazın da soğuk buhar makinesini çalıştırıyorum. Makinenin içine okaliptüs yağı (cold mix) ya da ada çayı (acı elma) yağı damlatıyorum. Hem antibakteriyel etkileri var, hem de burnu açıyorlar.
  • Öksürdüğünde bal teklif ediyorum. Macun kıvamında ve yendiğinde boğazı yakmayan bir Alman balı var. Onu kullanıyorum. Kızım geceleri öksürdüğünde uyanıp, kendiliğinden bal istiyor. Bal, aynı zamanda antibakteriyel olduğundan, boğazdaki mikroplarla da savaşılmasını kolaylaştırır. Balın doğal bir öksürük ilacı olduğuna ilişkin bkz. http://www.ahmetrasimkucukusta.com/2012/08/07/yazilar/tip-yazilari/astim/en-etkili-ve-en-zarasiz-oksuruk-ilaci/
  • Boğazı ağrıyorsa, ağrıyan bölgeyi defne yağı ile ovuyorum. Öksürüğü uyutmayacak kadar fazlalaştığında da sırtını defne yağı ile ovup, sıcak havlu koyuyorum. Ya da bunu yapmama izin vermiyorsa; ayaklarının altını, özellikle topuklarını defne yağı ile ovuyorum.
  • Üstüne hafif ve rahat kıyafetler giydiriyorum. Soğuk kış günlerinde bile bol penyeler giydiriyorum. Annelerimizden kalma bir alışkanlık ile terlersek iyileşeceğimizi sanırız. Oysa terlediğimiz için iyileşmeyiz, bilakis iyileştiğimiz için terleriz. Yani vücut ısısı yüksekse, ateş düşünce vücut da terler. O nedenle doğal olarak terlemediğimiz sürece, zorla, sıkı sıkı sararak terlemenin hiçbir anlamı yoktur, vücudu boş yere yorar. Bu nedenle çocuğa ince ve rahat kıyafetler giydirmek gerekir. Özellikle çorap da giydirmem ki kan dolaşımı olumsuz etkilenmesin. Ancak hastalık nedeniyle, tüm vücudu cayır cayır yanarken, el ve ayakları buz gibi olabilir. Bu durumda da en iyi çare sıcak su torbası... Kızım tüm kış boyunca sıcak su torbası ile yaşıyor zaten evin içinde. Hastalandığında da en iyi arkadaşı gene sıcak su torbası oluyor.
  • Şımartıyorum. Her ne isterse hemen yerine getiriyorum. Zaten hasta çocuk pek de fazla bir şey istemiyor. Salona bir hasta yatağı yapıyorum. İstediği kadar çizgi film izlemesine izin veriyorum. Hatta televizyonun karşısında, salonda uyumasına da ses çıkarmıyorum. Herkes hastalanınca biraz şımartılmak istemez mi?
  • Dışarıya çıkartıyorum. Oksijen hastalıkların iyileşmesini hızlandırıyor. Soğuk hava tıkalı burnu açıyor. Nasıl yapıyor, tam emin değilim ama sanırım soğuk hava kılcal damarların büzülmesine neden oluyor, yani viksin ya da okaliptüs yağının yaptığı etki gibi bir etki yaparak tıkalı burnu açıyor. Ayrıca herkes bilir ki sıcak havada burun daha çok akar, soğukta burnun akması durur. Daralan nefesi de açar serin hava. Ayrıca Güneş, yani D vitamini de hastalıkların iyileşmesinde etkilidir. Son olarak yazın denize girmesini de teşvik ederim. Hem banyo yerine geçer, hem de kafasını suya sokarsa, sinüsleri de boşalmış, burnu rahatlamış olur. Gece birden ateşi yükselen ve hafif baygınlaşan çocuğu kendine getirmenin en iyi yolu, bir battaniyeye sarıp balkona ya da kapı önüne çıkarmaktır.

Macun kıvamındaki Alman balı, sağda acı elma yağı (adaçayı elması yağı) ve solda defne yağı.

Son olarak eklemek istiyorum ki kızımı düzenli olarak aynı doktora götürüyorum. Ancak doktorumuza ateşten kormadığımı, ateşin ve öksürüğün faydalarını bildiğimi, beni rahatlatmak adına hastalık semptomlarını gidermek için ilaç vermek zorunda olmadığını söyledim. Söylemekle yetinmedim, davranışlarımla da bunu belli ettim. Kızımı bir kere bile acile götürmedim, "Çok hasta" diyerek erkene randevu almaya çalışmadım, doktorumuzu bir kere bile cep telefonundan aramadım. Doktorumuz da her hastalıkta bana verdiği ilaçların neye yaradığını, kullanırsak ne işe yarayacağını, kullanmazsak ne olacağını tek tek anlatıyor. Şimdiye kadar da hep kullanıp kullanmama kararını bana bıraktı. Mesela bronşiolit teşhisi koyduğunda ilk defa antibiyotik yazdı ve "Zatüree salgını var, önlem olarak yazıyorum" dedi. Önlem olarak yazdığı için, kızımın da gayet keyfi yerinde olduğu için bir hafta bekleme kararı aldım ve kızım kendiliğinden iyileşti. Ama eğer ben doktorumuzu bu şekilde rahatlatmış olmasaydım, doktorumuz kucağında hasta bebeği ile durmakta olan anneye "Bebeğiniz bir hafta daha hasta beklesin, bakalım zatüree mi, değil mi?" diyemezdi. Yani ilaç yazan doktorlara kesinlikle suç bulmuyorum. Sistemin ve insanların beklentilerini karşılıyorlar. Eğer kendi hastalığımızın ya da çocuklarımızın hastalığının sorumluluğunu biz yüklenmezsek, doktorlar neden yüklensinler ki?..

"Bizi yoran ve bitkin düşüren sadece hastalığımız değil, hastalığa tahammül edemeyişimizden kaynaklanan sabırsızlık, endişe ve korku halidir." (J.J. Rousseau, Emile "bir çocuk büyüyor", 11. Baskı, Selis Kitaplar, İstanbul, 2011, s. 17)

112 yorum:

  1. Eline sağlık harika bir yazı olmuş yanlız ufak bir uyarı eklesen iyi olur sanırım; mesela o defne yağı vb sanırım 2 yaştan önce kullanmak iyi olmayabilir. Başın ağrımasın biri yazıyı okur 6 aylık bebeğine uygular falan. Emin de değilim uygulanabilir diyorsan da yaz lütfen

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısın. Cold mix ile ilgili de böyle bir uyarı geldi. Bir anne, tübente bol miktarda cold mix damlatıp uzun süre bebeğinin burnunda tutmuş. Bornç spazmı geçirmiş bebek. Oysa okaliptüs yağı, Vicks gibi düşünü, o kadar yoğun bir kokusu var ki, bir damlası zaten bütün odayı sarıyor. Dolayısıyla ben cold mix yazısı yazarken, miktar konusunda uyarıda buunmultum ama hiç aklıma uzun süreli burna dayamayın diye bir uyarıda bulunmak gelmemişti...

      Bu yazımda da kızımın 40 aylık olduğunu belirttim. Ama haklısın, eklemeliyim ki kızım "Buram ağrıyor" diye ağrıyan yerini gösterecek olgunluğa gelene kadar dıştan yağ sürmek sureti ile dahi ilaç kullanmadım. Ne zaman kullanmaya başladım, yaşını tam hatırlamıyorum ama özellikle de kızımın hassas bir cildi olduğundan, ilk önce topuğunda denemeden ve az miktarlada sürüp yavaş yavaş arttırmadan hiçbir şey kullanmam. Bunu da yazıma eklemem lazım...

      Sil
  2. Eline sağlık çok faydalı bir yazı. Benim merak ettiğim ateşi düşürmek için hiçbir şey yapmıyorum yazmışsın ya benim korkum yüksek ateşin havale riski taşıması. İlaç kullanmamaya çalışsam da ateşi düşürmek için birşeyler yapıyorum 39 civarına yükselirse. Siz ne yapıyorsunuz böyle durumlarda?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Havalenin ispatlanmış bir zararı yok. Yüksek ateşin yol açabileceği herhangi bir zararı da bilmiyorum. Kızımın ateşini ölçmüyorum. Ama ateşten titremeye başladığında bir defa annem ölçmüştü, şimdi tam hatırlamıyorum 40-41 derece filan gibi bir şey söylemişti.

      Ben öyle oturup seyrettim çocuğu. Meme verdim, masaj yaptım, eklemlerine kompres yaptım. Uyudu. Uyandığında sapasağlamdı, sokağa çıkıp oyun oynadı tüm gün.

      Çocuklar, bizden daha sağlamlar.

      Ateş konusunda da bir yazı yazacağım sanırım.

      Sil
    2. Havalenin bilinen bir riski yok yazmissiniz belki bu dogru olabilir bilmiyorum ama cocugu havale geciren biri olarak ben o ani omur boyu unutamam bende biraktigi psikolojik etki cok fazla 1 sene olacak ben hep bebegim ayni seyi bir daha yasayacak diyee uyurken surekli kontrol ederdim geceleri isigi yakip basinda oturdugumda olduu gercekten cok zor alah kimseye yasatmasin bilmiyorum atesi 41 ken karsiya oturupbbakmissnizya havale gecirrirkende bunu yapabilirmisiniz soguk kanli olmak lazim evet ama soz konusu canparemse ben olamiyorum

      Sil
    3. Aynen katılıyorum bende oturup izleyemem benim oglumu 41 dereceyle acile götürmüştüm dr. Bu kadar yüksek ateşe ragmen havale geçirmediüine dua et aklınız yerindemi diye bize bagırdıgını unutamam

      Sil
    4. Sibel Ömür Hanım, doktor size de bana da bağıramaz. Doktor ile hasta arasında hiyerarşik bir ilişki yoktur. Hastasına bu şekilde üsten bakar, cahil gören doktorlara da asla güvenmiyorum. Doktorla hasta arasında demokratik bir ilişki olmalı ve doktor hastasını yeteri kadar bilgilendirdikten sonra son kararı hastaya bırakmalıdır. Ben her şeyi biliyorum, sen hiçbir şey bilemezsin, ben ne dersem onu yapacaksın devri artık geride kaldı.

      Sil
  3. Çok güzel bir yazı olmuş maalesef ben sakin olmaya çalışsam da annem ve eşim çok evhamlı bu yüzden biz ilaç kullandık ama hala hasta olmaya devam ediyor son zamanlarda artık lafıma geldiler de yavaş yavaş doğal yöntemleri uygulamaya başladım. Bu yazı da bana kılavuz oldu çok teşekkürler ellerine sağlık canım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O evhamlı ev ahalisinden bizde de var. Hatta ilaçsız asla iyileşme sağlanamayacağını iddia edenler de var. Annem, benim geldiğim durumdan hiç memnun olmadığı için kimyasal ilaçlar konusunda baskı yapmaz ama doğal ilaçlari bitki ilaçları konusunda sürekli tavsiye verir durur, bir de uyguladım mı diye kontrol eder :)

      Annemin bitki ilaçlarını ben kullanmadım. AMa kendisi kullandığında da engellemedim. Kızıma yararı oldu mu bilmem ama zararı olmadı. Onları da paylaşırım bir ara.

      Eşim kimyasla ilaç kullanımı konusund açok baskı yaptı zamanında. Sen vermezsen, ben akşamları vereceğim dedi. Ama ilacın günde 1 sefer verilmesinin anlamı olmadığından, vermedi tabii ki :) Israr ettim. Oturdum, bulduğum bütün kimyasal ilaç karşıtı kitapları okuttum. Özellikle tıp doktorlarının yazdığı kitaplar daha çok etkili oldu sanırım. Kızının ilaç şirketleri için kobay gibi kullanılmasına gönlü razı gelmedi...

      Bir de ilk hastalığında zaten ilaç kullanamayacak kadar küçüktü. Baktı ki her hastalıkta ilaç kullanmadan, üstelik çok da çabuk iyileşiyor. Bir de baktı ki ben deliyim :) Fazla üstüme gelmedi.

      Zaten 40 ay geçti. Artık en ilaç yanlısı akrabamız bile ses çıkartamıyor.

      Ama ben hastayken sokağa çıkarıyorum ya? Herkes doktor maşallah. Steteskopa filan da gerek yok. "Aaa, bu çocuğun ciğerinden hırıltı geliyor" filan diyen tonlarca kişi oluyor. Sinirim bolzuluyor mu? Evet. Kendimden şüphe ediyor muyum? Evet. Ama dediklerini yapmıyorum, burnumun dikine gidiyorum :)

      İlaç kullanmadığım için ve üstelik bunu ulu orta söylemekten de çekinmediğim için çok ciddi mahalle baskısı görüyorum inan.

      Sil
  4. Tebrik ve takdir ettim. Çok şanslıymış kızınız. Ama siz de çok şanslısınız genel anlamda sağlıklı bir çocuğunuz olduğu için.
    benim kızım da bana çekmiş maalesef her mevsim hasta olmaya çok yatkın.
    ve maalesef okuyunca aklıma geldi geçen haftalarda 1000 lik antibiyotik almama rağmen kutu bitti ve ben hala iyileşmemiştim.
    Postunuz gerçekten çok faydalı. teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağlıklı bir bebeğim olduğu için sürekli şükrediyorum. Her türlü kabulümüzdü tabii ama anne için ne kadar zor, hem fiziken hem de ruhen... Çok zor, düşünemiyorum bile...

      Doktorumuz eğer antibiyotik kullanmamıza rağmen iyileşemediysek, o antibiyotiği boş yere kullandığımız anlamına geleceğini söylemişti. Gerçi benim de hamileliğimden bu yana hiç antibiyotik kullanmama gerek kalmadı, ben de çok şanslıyım bu aralar...

      İnsanın aradığı bilgi, gelir bulurmuş. Umarım işinize yarar bu yazı...

      Sil
  5. hepsine katılmak ve desteklemekle birlikte...
    "Hastalarınızı yeyip içmeye zorlamayın. Zira Allah Teâlâ Hazretleri onlara yedirir içirir." hadisi şerif var. onu okuduktan sonra çok ısrar etmiyorum ben de, önceden içim içimi yerdi birşey yemiyor diye.
    şu defne yağını bende deniyeyim bari. zencefil bal veriyordum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zencefile alerjik tepki verebiliyormuş bazı bünyeler. Aynı şekilde defne yağı da yoğun bir yağ. Az az denemeden başlamayın, ne olur ne olmaz...

      Gerçekten de hasta iken kilo veren çocuk, hastalıktan sonra verdiği kiloları hemen geri alıyor.

      Sil
  6. ilaç kullanmama kararınız beğeniyorum. yazının bütününü okumadan önce çalışma alanı antimikrobiyal etkenler olan bir biyoteknolog olarak şunu söylemek isterim ki antibiyotiklere direnç kazanan bakterilerdir ve siz antibiyorik kullanmasanız bile başka insanların antibiyotikleri yanlış kullanmalarıı gibi nedenlerle direnç kazanmış bakteriler ile karşılaştığınızda antibiyotikler yine işe yaramayacaktır. çünkü direnci geliştiren vücüdumuz değil bakterilerdir.
    hastalıklarda özellikle çocuk hastalıklarında bakteri-virüs ayrımını yamak çok önemli ve gereklşidir. viral hastalıklara hiç bi,r antibiyotik etki etmezken, bakteriyel bir hastalıkta antibiyotik kullanmama nedeniyle oluabilecek problemleri de dikkate almak gereklidir. benim büyük kızım 5.5 yaşında ve sadece 2 kere antibiyotik kullandım (orta kulak iltihabı nedeniyle) virütik bir hastalığa ilaç kullanmam, bol sıvı takviyesi ve ıhlamur vs. ile kendiliğinden geçer zaten, 38.5'u geçmeyen ateşe müdahale etmem vücüdu savaşsın diye ama yine de gereken durumlarda antibiyotik kuualnırım. sadece gerekliliğini iyi sorgularım. birde meslek avantajı hastanede yapmazlarsa bile mutlaka antibiyogram testi yaparım antibiyotik kullanmadan önce.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah, harika çok sevindim tanıştığımıza.

      Antibiyotiklerle ilgili yazıyo bir daha okudum. Gerçekten antibiyotiğe karşı direnç geliştirmek ile bakterilerin direnç geliştirmesi kimi zaman aynı cümle içinde bile kullanılmış. Yazan kişiler de tam emin değillermiş herhalde... Ama bir yandan da üzüldüm. Demek ben de bakterilerin direnç geliştirmesini sağlayan kişiler grubundayım. Başkalarının vebali de var şimdi yani omuzlarımda :(

      Kızımda çok çok şükür henüz bakteriyel bir durum olmadı. Olursa elbette antibiyotik kullanacağım. Zaten antibiyotik kullanmamakta bu kadar hassas olmamın sebebi, lazım olduğunda işe yaraması için... Umarım lazım olmaz tabii...

      Ateş 38.5 dereceyi geçince ne gibi bir zararı oluyor?

      Bir sonraki yazımda hangi ilaçları kullanmadan önce ne gibi testler yapılması gerektiğini yazacağım. Ama aslında bu konuda ne bilgim, ne de tecrübem var :) Tamamen doktorlara sora sora edindiğim bilgiler. Hani başımıza gelirse, ne yapmam gerektiğini bileyim, yoksa o panik durumunda oturup araştıramam diye... Eğer zahmet olmazsa o yazımı da okuyup gerekli eleştirileri yaparsnız çok makbule geçer.

      Doktorlara bazen tam güvenemiyorum. Çünkü bazı durumlarda tıbbın yetersiz kaldığını kabul edemiyorlar. Mesela havale zararlıdır diyorlar ama ne zararı var söyleyemiyorlar. aslında havalenin neden meydana geldiğini ve sonucunda ne olduğunu tıp da bilmiyor. Ama bunu söylemek istemiyor doktorlar. Oysa doktor olmayan ama bu tür konularda bilgili olan biri çok rahat bilgilerini paylaşabiliyor. O nedenle bir daha sevindim tanıştığımıza :)

      Sil
  7. Geçmiş olsun, bizde yeni atlattık hastalığımızı. Yine faydalı bir yazı oldu. Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim vakit ayırıp yorum bıraktığınız için...

      Sil
    2. Merhaba,nurturiadaki Elizim'siniz değil mi? Ek gıdayla ilgili sormak istediklerim var,size nasıl ulaşabilirim?

      Sil
    3. Hayır, değilim. Bana hala ulaşmak istiyorsanız cokbilmis2010@gmail.com adresine yazabilirsiniz.

      Sil
  8. Yine çok güzel bir yazı. Bir dahaki hastalığımızda bende daha güçlü olmaya çalışacağım. Bir de evhamlı babayı rahatlatmak da görevlerim arasında tabi.

    Yoğun ve müteşekkir anne.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O evhamlı babayı rahatlatma işi yok mu? Hasta çocuğa bakmaktan daha zor geliyor insana :)

      Sil
  9. valla çocuğum filan yok, evli değilim ama yazınızı sonuna kadar okudum. kesinlikle çok yol gösterici. umarım kızınız hayatta karşılaştığı her hastalığı kolaylıkla yenip sağlıklı bir şekilde yaşamına devam eder. sevgiler

    YanıtlaSil
  10. öncelikle yararlı paylaşımınız için çok teşekkürler. ben de antibiyotik kullanımına karşıyım ama bronşit olan 15 aylık oğlum için mecburen kullandık. 6 gün boyunca sürekli ateşlendi, antibiyotik ve ateş düşürücülerle ancak iyi edebildik. doktorumuz bize verdiği ilaçlarda çok dikkatli, son zamanlarda bitkisel ilaçlar üretiliyor herkesin bildiği gibi ve o da bize bunları öneriyor. Misal antibiyotik için UMCA isminde bir ilaç önerdi. içeriğine baktığımda çeşitli bitkilerin ekstraklarından oluşan bir ilaç, ha iyleştirme süreci biraz uzun ama sonucu etkiliydi. öksürük için pekmezin de etkili olduğunu duymuştum. defne yağını deneyeceğim. sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Antibiyotik kullanmak gerektiğinde çok faydalı. Size ne mutlu ki güveneceğiniz bir doktor bulmuşsunuz. Çocuklar hastalanmadan büyümüyorlar. Elbette antibiyotik de kullanacaklar. Yeter ki gereksiz yere kullanmak zorunda kalmasınlar... UMCA'yı öğrendiğim iyi oldu, gerekirse aklımızda bulunsun. Doktorumuza fikrini sorarım bu ilaç konusunda.

      Bir de aklıma geldi, antibiyotikler barsak florasındaki hastalık yapan bakterilerle birlikte, faydalı bakterileri de öldürüyor. Bu nedenle ben sürekli kefir içiyorum ve kızıma da içiriyorum. Özellikle antibiyotik kullanımı sırasına prebiyotik kullanımı önemli. Rczacıbaşının çıkardığı bitkisel bir ürün de vardı prebiyotik içeren. Ama en doğalı kefir...

      Sil
  11. Geçen sene gittiğim bir KBB'ci bize de aynı şeyi söylemişti "Kullandığınız bu antibiyotik sizin direncinizi değil, bakterilerin direncini etkileyecek. Aslında sosyal bir olgu" demişti.
    Ben de kendimde umca kullanıyorum. Almanya'da tüm kış çocuklara azar azar günlük olarak verildiğini de birilerinden duydum. Umca'yı hasta olmadan önceki dönemde içmek gerekiyor, hasta iken de seyrini hafiflettiğini söyleyenler duydum. Bu sene henüz hiç grip/nezle olmadım, ki bu benim için mucize gibi birşeydir. Umca beni en az 3-4 kez direkten döndürdü. Tavsiye ederim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. UMCA'yı inceledim. Afrika Sardunyası'ndan yapılan bir tür ekstraktmış. Yani doğal bir tür ilaç. İlaç kullanmaktan hoşlanmadığım için kızımda denemem sanırım. Ama kendim zorda kalırsam başvurabilirim. Yine de evimdeki, sağımda solumdaki bitkileri denemeyi tercih ederim :)

      Sil
  12. Umca'nın ilaç değil koruyucu tedavi olduğunu yazmak isterim. Tedavi sırasında işe yaramıyor, ancak sınırdan döndürüyor. Aradaki fark önemli...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Akut bronşitin tedavisinde filan kullanılıyor deniyor aslında ama ben şuruptur, kapsüldür; çekiniyorum bu tür şeylerden: http://en.wikipedia.org/wiki/Pelargonium_sidoides

      Sil
  13. oğlum 19 aylık ve 3 ay önce 39 derece ateş ile havale geçirdi.inanın bir anne yavrusunu böyle görmeye dayanamıyor.tabi hemen hastaneye gittik.tam bir kimyasal delisi bir doktora denk geldik.korkuttu korkuttu verdi de verdi ilaçları.evimize en yakın oydu.bir daha o doktorun kapısından bile geçmedik.
    ilaç konusunda bende sizin gibi düşünüyorum.özellikle ilk zamanlar hiç ilaç vermedim ve hep tepki gördüm tabi.ama havale geçirmesi sürekli hasta olması,her hasta olduğundada bir türlü ateşinin inmemesi ve havale korkusu hep antibiyotiğe itti bizi.şimdiye kadar 7-8 defa kullanmışızdır maalesef.ama grip yada öksürük olduğundan değil.orta kulak iltihabı boğaz enfeksiyonu gibi durumlardan dolayı.bu hastalıklarda kullanırmıydınız antibiyotik merak ediyorum.zira oğlum çok sık boğaz enfeksiyonu oluyor ve bir türlü ateşi inmiyor.evimiz rutubetli bununda alakası varmıdır bilemiyorum.yada bu hastalıklar için neler yapardınız.şimdiden teşekkürler.çok faydalı bir yazı olmuş ayrıca...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle tekrar hatılatak istiyorum ki tıpla uzaktan yakından alakam yok. Ama aynı durum bizim evde olsaydı bir anne olarak şunu düşünürdüm: 19 aylık bir çocuğun 8 defa antibiyotik kullanmışsa, her 2 ayda bir bakteriyel hastalık kapıyor demektir. Bence önemli olan o anda, o hastalığın iyileşmesinden ziyade, çocuğun 2 ayda bir bakteriyel hastalığı kapma nedenini çözmek olurdu. Hastalık bir şekilde geçer ama 2 ay sonra yine hasta olacaksa, nereye kadar öyle değil mi?

      Ben olsam çok çok iyi bir doktor bulur. Sırf o andaki hastalığı iyileştirmesinden ziyade, kronikleşen bu durumun nedeninin ne olabileceğini çözmesini isterdim.

      Sil
  14. Merhaba,

    Genetik alanında doktora yapan bir anne olarak eklemek istediğim birkaç nokta var: Antibiyotik kullanımının birbirine zincirleme olarak bağlı bir çok yan etkisi var. Bunlardan biri bahsedildiği gibi antibiyotik rezistansına yol açması, yani bakteri antibiyotikle karşılaştığında -çoğu bakteride bulunan- "antibiyotik direnç geni" sayesinde bu antibiyotiğe karşı bağışıklık geliştirmesi. Bu bakteri başlangıçta zararlı bir bakteri olmak zorunda da değil. Mesela siz boğazınızdaki bir enfeksiyon için bir antibiyotik kullanıyorsunuz ve bu sırada vücudunuzda bulunan, nispeten "zararsız" bir bakteri kullanılan antibiyotiğe direnç kazanıp insanlığın başına yeni bir dert haline

    İkinci etki ise vücuttaki diğer bakterilerin öldürülmesi. Bu bakteriler bağırsaktaki yararlı bakteriler gibi sağlığımıza direkt olarak faydalı bakteriler de olabilir, ya da vücuttaki mikrop dengesini sağlayan bakteriler de olabilir. Mikrop dengesinden kastım şu: Çoğumuz geniş spektrumlu antibiyotik kullandıktan sonra mantar enfeksiyonu geliştiririz; bunu sebebi normal şartlarda belirli ortamlardaki bakteri ve mantarların birbirlerinin çoğalmasını engelleyerek belirli bir sayıda kalmaları, ve bu bölgede bir denge sağlamaları. Siz bu "rekabet"i ortadan kaldırarak diğer mikropların "özgürce" çoğalmalarına sebep oluyorsunuz.

    Üçüncü etki ise demin bahsettiğim etkinin bir uzantısı olarak, ortamdaki tüm bakterilerin ölmesi ve halihazırda kullanılan antibiyotiğe karşı direnci olan bakterilerin "meydanı boş bularak" kontrolsüzce çoğalması; dolayısıyla kişide enfeksiyona yol açması, sonrasında da salgınlara yol açabilmesi.

    Aklıma gelen bir başka yan etki de (ki daha çok etkisi var), kullanılan antibiyotiklerin vücuttan olduğu gibi atılmasıyla atık suların antibiyotikle kontaminasyonu. Bu sebeple atık sulardaki zararlı maddeleri ayrıştıran bakterilerin ölmesi çok ciddi oranda çevre kirliliğine yol açmakta. Çevre mühendisleri bu etkiyi engellemek için antibiyotik "yiyen" bakteriler üretmeye çalışıyorlar.

    Sonuç olarak tüm bu etkileri düşünerek, sadece gerekli olan durumlarda ve mutlaka antibiyogram yaptırıp sadece hastalığa sebep olan bakteriyi öldürecek cinste ve miktarda antibiyotik kullanmak gerek. Tabii sadece antibiyotik kullanımını değil, antibakteriyel olarak adlandırılan tüm maddelerin kullanımında aynı hassasiyeti göstermek gerek.

    Son olarak yüksek ateş ile ilgili de bir bilgi paylaşayım: Vücudumuzdaki reaksiyonların çoğu enzimler sayesinde gerçekleşmektedir ve bu enzimlerin optimum çalışma sıcaklığı normal vücut ısısıdır. Dolayısıyla ateşimiz çok fazla yükseldiğinde bu enzimlerin çalışması yavaşlayabilir, hatta enzimler "bozulabilir". Ancak bu durum 41 derecenin üstünde ve uzun sürede gerçekleşir. Bu sebeple bu sınırı geçmediği ve/veya uzun süreli olmadığı durumlarda enfeksiyonla savaşta önemli bir rolü olan ateşin düşürülmemesi gerekir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yüksek ateşin etkileri olarak sepsis, Kawasaki sendromu, nöroleptik malign sendrom, ilaç etkileri, serotonin sendromu ve tiroid fırtınası sıralanmış.

      Sil
    2. Harikasın. Müsaaden olursa, bir sonrai yazımda bu yorumunu kopyalarak kullanabilir miyim?

      Sil
  15. Blogunuzu bugun tesadufen buldum. Keske dun bulsaymisim! Genel olarak cok Ilcacci bir aile degiliz bizde. Zaten Amerikadayiz ve burda da dr gereksiz ilac vermiyorlar kesinlikle. (Agri kesici disinda) Kizim 10 gundur viral oldugu cok acik bir enfeksyon gecirdi tam iyiesecek diye umarken Iki gece once kulag agrisindan yatamadi. Dun dr a gittigimizde orta kulak iltahabi oldugunu soyledi (viral enfeksyon sonrasi olusmasi cok dogal)ve 10 gunluk antibiyotik tedavisi verdi. (kizim 35 aylik ve ilk nibiyotik kullanimi) Dr umuz ingilterede ortak kulak iltihabi icin antibiyotik kullanilmadigini dile getirdi. Keske bende 2 gun daha agri kesici vererek bekleseydi ama gece cok agrisi oldugu icin cok dusunmeden basladim anibyotige bu yaziyi iki gun once gordeysim once agri kesici vererek bir iki gun gecirdikten sonra hala agri devam etseydi o zaman antibyotige baslasaydim. Simdi baslamis oldum yarim birakamam. Bolca kefir icereyim baride iyi flora dengesi bozulmasin! Cok keyifli bir blog tebrik ediyorum!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben sanırım orta kulak iltihabı ve idrar yolları iltihabı ile karşılaşsam ilk olarak antibiyotik tedavisin hemen kabul ederdim. Korktuğum hastalıklar çünkü. Zaten ilaç kullanmamakta ısrarcı olmamın sebebi, ilaçların gerektiğinde işe yaraması... E, bu da ilacın gerektiği bir durum.

      Ama ben de orta kulak iltihabının sirke ile kulak lavmanı, acı elma yağı damlatmak vs gibi yöntemlerle ilaçsız tedavi edildiğini duydum. Yine de dediğim gibi ben doğal ilaç da kullanmıyorum. Dolayısıyla mutlaka ilaç kullanmam gereken bu gibi bir durumda, kimyasal ilacı tercih ederdim sanırım. Ama bir de kayropraktist denilen ve kimyasal ilaç kullanmadan tedavi yapan doktorlar varmış. Benim bulunduğum yerde yok ama eğer İstanbul'da olursam, onlara da giderdim sanırım.

      Çok geçmiş olsun. Bu aya kadar zaten ilaçsız gelmişsiniz. O kadarcık ilacın zararı olmaz diye düşünün. Hem ağrısını da kesmiştir. Tekrar geçmiş olsun...

      Sil
    2. Istanbulda Kayropraktis ler var mi artik? Yillardir esim (Amerikali) bana Turkiyede vardir senin haberin yoktur diyordu. Ben de tip doktoru olan biri olarak olmadigini hatta egitimininde olmadigini soyluyordum. Belki de artik var, yada var mi? Merak ettim siz oldugunu biliyor musunuz?
      Kayropraktirlar Amerikada cok yaygin ama daha cok kas sal agrilara rahatsizliklara cozum getiriyorlar. Bu aralar Alerjik tani felan yapanlari var ama tani yontemlerine cok guvenmimiyorum ancak bazilarinin dedigim gibi kassal rahatsizliklar icin COK iyi oldugunu biliyorum.

      Sil
    3. pardon ailesinde tip doktoru olan biri olarak demek istedim ben tip doktoru degilim duzeltiyim:)

      Sil
    4. Türkiye'de henüz eğitimi olmasa da İstanbul artık metropolit bir şehir ne de olsa, uygulayıcıları var: http://kayropraktikdernegi.com/
      http://beta.eksisozluk.com/aurelie-belsot--3555386
      http://www.kayropraktik.com/
      Bu da bir Türk doktor-kayropraktır: http://www.abh.com.tr/ebulten/mayis-2011/saglik.html

      Fıtık ameliyatı olmadan önce haberim olsaydı keşke :(

      Sil
  16. Sorgulayan araştıran aklınıza beyninize sağlık. Sizi nurturia dan takip ediyorum. Yazınızıdün okudum. 8 aylık oğlum gçen hafta bronşiolit oldu. tabiki doktoru antibiyiotik verdi.kullanıyoruz. ilk gün ateşi çoktu sonra düştü. bu bilgilerden daha önce haberdar olsaydım bende ilaç vermeden gözlemlerdim. Çok bilgilendirici bir yazı.sahip olduğunuz cevher değerinde bilgilerizi bizimle paylaşmaya devam edin lütfen. sizi nurturia dan sorularımla taciz edersem kusura bakmayın:) tekrar tekrar teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer antibiyotik reçete etmesi konusunda doktorunuza güvenmiyorsanız, belki içinizi ragat ettirecek bir doktor aramanız daha iyi olur. Güvenilir doktor gerekli tüm testleri yaptıktan sonra, antibiyotik kullanmanız gerektiğine sizi ikna edebilir inanın.

      Hangi konuda, ne zaman isterseniz sorabilirsiniz. O konuda herhangi bir tecrübem varsa, seve seve paylaşırım.

      Sil
  17. havalenin ispatlanmış bir zararı yok demişsiniz. engin bilgilerinizden dolayı tebrik ediyorum sizi. diyecek fazla da bir söz yok aslında. her ateş yüksekliği havale yani febril konvulziyon yapmaz her febril konvulziyon da sekel bırakmaz. ama febril konvulziyon sonrası yürüyemeyen konuşamayan yemek bile yiyemeyen bir çocuk görseydiniz burada insanlara bu kadar rahat bu kadar saçma önerilerde bulunmazdınız. umarım sizin çocuğunuzun başıan böyle şeyler gelmez. umarım şanslı bir çocuktur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle, herhalde bu konu ile ilgili bir hassasiyetiniz var diye tahmin ederek, yorumunuzun başındaki ironik ve aşağılayıcı ifadeleri görmezden geliyorum.

      Havale ve ateş konusunda bir yazı yazmaya karar verdim. Eğer bu konuda herhangi bir eleştiriniz varsa, o yazımı okuduktan sonra yaparsınız.

      İyi huylu havale türü olan basit febril konvülziyon ile kompleks olanların farkını bilmeyenler açısından korkutucu tablolar çizmenin hiçbir anlamı yok.

      Burada henüz hiçbir öneride bulunmadım, o nedenle neyi "saçma" bulduğunuzu tam olarak anlayamadım. Ama öneride bulunacağım. Bol önerili bir yazı yazacağım ateş ve havale ile ilgili. Önerilerimin her biri için de ciddi bir sağlık sayfasına link vereceğim. Yine de tıp uzmanı olmadığım için okuduklarımı yanlış yorumlama ihtimalime karşılık, olası bir eleştirinizi seve seve kabul ederim.

      Yorumunuzun sonundaki iki cümlede "Umarım çocuğunuzun başına gelir de ne olduğunu anlarsınız" tarzı üstü kapalı bir ifade sezdim. Eğer bu şekilde kullandıysanız bu cümleleri, size söyleyecek sözüm yok. Yorumunuzu da silmek zorunda kalacağım. Zira kızımın kendisi hakkında yazılmış bu tür olumsuz temennileri okumasını istemem ileride.

      Ama elbette bir anne olarak fazla hassas davranmış olabilirim. Belki de ilk cümlenizin aksine, son cümlenizde, tam da yazdığınız şeyi kastediyorsunuzdur. Eğer öyleyse, teşekkür ediyorum. Tüm kalbimle "amin" diyorum. Çocukların %2-5’i havale geçiriyormuş, bunların da sadece %2-10’unda epilepsi gelişiyor, beyin hasarı ise çok çok daha azında rastlanıyormuş. Umarım benim kızım da çoğunluk grubundaki şanslı kişilerdendir.

      Sil
  18. Üstteki yorumu yazan benim. Bir sorum olacak . Hasta olduğu için bir haftadadır neredeyse hiç besleyemiyorum. Sadece canı isteyince beni emiyor o da çok az. Endişeleniyorum beslenemiyor diye. Siz kızınız hastayken ne yaptınız beslenme konusunda. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emzirmekle ilgili yazımda şöyle sormuştum: Eğer bebeğiniz hastalık gibi bir nedenle iştahsızsa ve siz de emzirmiyorsanız ne yapacaksınız? Bebeğe zorla yemek mi yedireceksiniz? Vitamin hapları ile mi ayakta tutmaya çalışacaksınız?

      Emziriyor olmanız büyük bir şans, hem sizin hem de bebeğiniz için.

      Emdiği sürece içiniz rahat olsun. Çünkü başka yapabileceğinzi hiçbir şey yok. Ya da en azından benim aklıma başka yapılabilecek bir şey gelmiyor...

      Ben kızım hastayken emziriyorum. Bir de ballı içecek teklif ediyorum. EN azından baldan gerekli karbonhidratı alıyordur diye düşünüyorum. Kefir ve ayran da teklif ediyorum. Portakal ve elma suyu da teklif ediyorum. Yani yemek yemiyorsa bile çeşitli meyce sularını içmeyi kabul edebiliyor. Gerekli vitamin ve minerali de bu şekilde karşılıyordur diye ümit ediyorum. Bir de hastayken kilo veren çocuklar, hastalıktan sonra verdikleri kiloyu geri alıyorlar. Biz yetişkinlerde de öyle olmuyor mu zaten?

      Geçmiş olsun tez zamanda...

      Sil
  19. yazıyı okuduktan sonra hemen anneme sordum ben küçükken nasıldı hastalanma-ilaç durumum diye. kendimi bildim bileli hiç öyle büyük hastalıklarım olmaz. bünyem sağlamdır. annem de çocukken de çok az hastalandığımı, hastayken bile balla filan güzel beslendiğimi, sadece bir kere zona olduğumda (4 yaşımda annem kardeşime hamileyken) o zaman biraz ilaç kullandığını söyledi. çok iştahlı ve sağlam bünyeliymişim çocukken de. ama antibiyotik de neredeyse hiç almamışım. erkek kardeşim tersime sürekli hastalanan, bütün kış nerdeyse yatakta geçiren biridir ve çok fazla ilaç-antibiyotik kullandı. üniversiteye kadar böyle gitti, şimdi daha iyi son 5-6 yıldır. sağlam bünye mi ilaçsızlığı getiriyor yoksa ilaçsızlık mı sağlam bünyeyi bilmiyorum bizim durumumuzda ama. bir ilişkileri var gibi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle birbirlerini etkiliyorlar. Yani temel olarak zaten sağlıklı bir bünyeye sahip olan çocuk, zaten az ilaç kullanıyor. Az ilaç kullanmak da bünyesini sağlam kılıyor. Bu kadar sağlıklı doğmanın hem doğuştan gelen bir şans olduğunu, hem de hamilelik ve normal doüum süreçleri ile de ilgisi bulunduğunu düşünüyorum.

      Zaten bünyesi zayıf olarak doğmuş çocuk ise ilaçlarla büyüyor. O ilaçlar bünyeyi iyice zayıflatıyor. Sarmal yani...

      AMa şu da var, son derece sağlam bir bünyesi olmakla birlikte, ilaç ala ala bünyesinin dengesi bozulmuş insanlar da var. Ben sanırım onlardanım. Durumumu fark ettim ve hamileliğimden bu yana, yaklaşık 4,5 senedir hiç ilaç kullanmadım. Ki öncesinde bu kadar uzun süreyi ilaçsız geçirebilmeyi hayal bile edemezdim.

      Darısı erkek kardeşinin başına :)

      Sil
    2. evet bunu öğrenmem iyi oldu, darısı başına gerçekten kardeşcağızımın :)

      Sil
  20. çok güzel bir yazı olmuş. tebrikler. ben doğal ilaç yollarını deneyenlerdenim. ama sabırlı olmak da çok önemli anladığım kadarıyla. tabi bir de evhamlı aile efradının baskılarına dayanabilmek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben doğal ilaçlardan da çekiniyorum. Fazla miktarda kullanırım, yanlış yerde kullanırım diye temkinli yaklaşıyorum. Bir de hakikaten bedenin boş yere ateşi yükseltmediğine, boş yere öksürük ve balgam yapmadığına inanıyorum. Balgam varsa, bir nedeni vardır diyorum ve balgamı yok etmeye, baskılamaya çalışmıyorum.

      1,5 aydır öksürüyorum mesela. Annem ısrarla keçiboynuzu çayı içip, ayaklarımın altına Viks sürerek uyumamı tembihliyor. Bense öksürmemin vardır bir hikmeti diyerek bağışıklık sistemi kuvvetlendirecek sağlıklı besinler yiyip içmek dışında hiçbir şey yapmıyorum. Benim de kafa böyle çalışıyor :)

      Evhamlı aile efradı, beni deli olarak mimledi, artık pek dokunmuyorlar. Arada hala "Ciğerinden ses geliyor bu çocuğun" diyerek beni panikletseler de, paniklediğimi çaktırmamaya çalışarak kendimi sakinleştiriyorum.

      Anne olmak, bir başka bedenin sorumluluğunu yüklenmek, gerçekten çok ağır, çok zor bir iş...

      Sil
    2. evet kesinlikle haklısın çok çok zor. yine de onların geleceğine yatırım yaptığımız için katlanılabilir oluyor bütün o zahmetler. ben bitkisel destek diyorum doğal yollara. yani hastaysam bir yerim güçsüz kalmıştır, desteğe ihtiyacı vardır, o desteği de en iyi doğal yollarla verebilirim vücuduma. midemi mi üsüttüm bilirim ki nane limon medemin toparlanmasına yardımcı olur. ya da boğazım ağrıdığında bal vs.. tamamen yardımcı olma için vücuduma.

      Sil
  21. Aslinda suc antibiyotikde degilde gereksiz yere verende ve kullananda. Amerikada gereksiz hic ilac verilmiyor, hele antibiotik... sen israr etsen bile vermezler zaten ama Turkiyedeki cocuklu arkadaslarim cok ilac kullaniyor. Ayrica an ufak hastalikta doktora kosuyorlar. Turk Saglik siteminde doktorlarin daha ulasilir olmasi ya da evhamli bizler den mi kaynaklaniyor bu doktora goturme sevdamiz bilemiyorum....Ama dedigim gibi vucudun kendi basina atlatacagi olaylarda ilac verilmiyor burda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Amerika'da bu iş şöyle böyle yapılıyor" deyince, sanki bol keseden sallıyormuşum gibi duruyor. Öyle olduğunu biliyorum ama atıf da veremediğim için çok çekiniyorum yazarken.

      Durumun hakikaten öyle olduğunu, orada yaşayan birinin söylemesi çok daha etkili oluyor.

      Çok teşekkür ederim vakit ayırıp yorum bıraktığınız için...

      Sil
  22. Merhabalar, bu yazınız da diğerleri gibi şahane açıklayıcı olmuş. Çok fazla araştırdığınız ve okuduğunuz belli. Aşılar konusunda ne düşünüyorsunuz? Kızınıza tüm aşılarını yaptırdınız mı?

    Sevgiler,


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kızıma tüm aşılarını yaptırdım. Hatta hangi aşıları ne zaman olduğunu bile bilmiyorum. Rutin doktor kontrollerimizi aşı zamanları ile denk getirtip, doktorumuza vurdurtuyoruz.

      Aşılar konusunda hiç okumadım, araştırmadım. Kendimi o konuda yetkin görmüyorum. Altından kalkamayacağım bir işin altına girmek istemiyorum.

      Sil
    2. merhaba, aşı hakkında araştırmacı bir blog tavsiye edeyim; asihakkinda.wordpress.com bu blogdan sonra, çocuğum yok ama olursa aşılardan uzak tutmaya karar verdim.. ben sadece okuyucuyum, yazılarınız çok iyi tebrik ederim, çok şanslı çocuğunuz, bilinçli bir annesi olduğu için..:) sizin gibi insanların çoğalması dileğiyle, sevgiler...

      Sil
    3. O blogdaki yazıların çoğunu okudum, ama aşıya karşı olmak adına beni yeterince tatmin etmedi desem inanır mısınız bilmem :)

      Sil
  23. Yazinizin tamamini okumadim ama "Antibiyotik Direnci" tanimin yanlis anladiginizi dusunuyorum.

    Antibiyotik direnci benim anladigim kadariyla antibiyotik kullanan kisilerin zamanla antibiyotiklerden fayda gormesindeki azalma degil, hastaliklara sebep olan bakterilerin cesitli sebeplerden dolayi antibiyotiklere direnc gostermesidir. Yani sizin kiziniz hic antibiyotik kullanmasa bile baskalari kullandigi surece (ya da mustasyon nedeniyle) antibiyotikler direnc kazanabilir. Tabii gereksiz antibiyotik kullaniminin azaltilmasi bu acidan faydali olur ama sizin gosterdiginiz sebepten dolayi degil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru söylüyorsunuz. Yazımda değil ama yazıya gelen yorumlarda tartıştık bu konuyu.

      Tıp uzmanı değilim, eczacılık bilgim filan da yok, mikrobiyolojiden de anlamam :)

      Antibiyotik konusunda ayrı bir yazı yazacağım sanırım...

      Sil
  24. Sizi gönülden katılıyor ve tebrik ediyorum. Aile eşrafına ve kendi iç sesine karşı durabilmek gerçekten büyük başarı. Ben sizin kadar güçlü olmadım malesef...
    2 çocuklu bir arkadaşım bitiremedikleri öksürük problemini şu yöntemle atlatmış paylaşmak isterim:
    1,5 su bardağı suyun içinde 1 BEYAZ kuru soğanı haşlıyoruz. Ama dış kabuklarından en içte kalanı da suya katıyoruz. Yarısını sabah yarısını akşam içebildiği kadar sıcak olacak şekilde içiriyoruz. Benim pamuk oğlum tadını pek beğenmedi ama çok da kötü olmuyor aslında.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim annem de soğanla 3 farklı uygulama yapar:

      ÖZellikle arpacık soğanların baş tarafını keser, kabuğu ile birlikte fırına atıp közler. Soğanın cücüğü kendiliğinden dışarı fırlar. O cücüğü yedirir, soğanın kendisini de çocuğun yatağının başucuna koyar, mikropları öldürsün diye. Burnu da açıyor biraz sanırım kokusu.

      Bir de soğanı dilim dilim keser, üzerine bal döker. Bir gece bekletir. Ertesi gün oluşan suyu içirir. Ben suyun kokusuna bile tahammül edemiyorum ama kızım yalan yalana yiyor her seferinde :)

      Ben kendim de özellikle boğaz enfeksiyonu filan olduğumda bir gün boyunca 1 baş sarımsak yerim yemeklerle birlikte. Faydasını gördüğümü düşünüyorum.

      Sil
  25. İyi geceler. Gecenin bu saatinde burada buldum kendimi, yine yeni yeniden :) Yöneltmek ve fikir almak istediğim birkaç durum var. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, ilaçlarla büyümüş biriyim. Bundan dolayıdır ki amiyane tabirle " k...m hiç doğrulmaz" :) Oğlumu böyle büyütmek istemiyorum ama ne yapacağımı da tam bilemiyorum. oğlum 13 aylık. şimdiye kadar 3-4 kez antibiyotik, sayısını bilemeyeceğim kadar ateş düşürücü, buhar için ventolin, balgam sökücü bricanyl kullandı. Ama bunları kullanırken aklımda hep soru işareti oldu. Artık 4 haftadır süren gripten sonra canıma tak etti ve araştırmalara başladım. tabi ki buraya düştü yolum yine. Oğlumun bu son hastalığı burun akıntısı ile başladı. geçen hafta ateşi yükseldi. enfeksiyon kapmış dedi doktor antibiyotik kullandık. 7 gün içtik antibiyotiği. şimdi ateşi yok ama burun akıntısı, balgam kesilmek bilmiyor. arada balgamdan dolayı tıkanıyor. şimdi sorularıma geçeyim.
    1. Enfeksiyon var dedi doktor, kan tahlilinde çıktı. Bu durumda ne yapmalıydım? Antibiyotik kullanmalı mıydım, yoksa enfeksiyonun boyutu ve türüne göre( bu da neyse uyduruyor olabilirim :) ) bilgi alıp ilaçsız atlatmaya mı çalışsaydım?
    2. Şimdi ateşimiz yok, 2-3 gündür yok yani. Tekrar çıkarsa hemen doktora mı gitmeliyim ya da ne yapmalıyım?
    3. Ateş olmadan sadece öksürük, balgam, akıntı varsa siz olsanız asla doktora gitmez miydiniz?
    4. Doktora gittiniz hangi durumlarda antibiyotiği kullanırdınız?
    5. Ateş düşürücü kullanmasam enfeksiyon durumlarında sakıncalı olur mu?
    6. Şimdiye kadar ilaç kullanmış olmamız, bundan sonra da kullanmak zorunda bırakır mı bizi :S Çünkü artık bu gidişata dur demek istiyorum :(
    Sorularımla sizi herhangi bir sorumluluk altına sokmak istemem. Sadece fikir almak istiyorum. Bir de oğlum çok terliyor acaba bu kadar sık hasta olmasının sebebi bu mu ? Bu durumda ne yapmak lazım? Allah'ımmmmmmm ne kadar doluymuş kafam :) Keşke bu soruları rahatça yöneltebilceğim bir doktor olsa burada, ama malesef bu konuda çok sıkıntı yaşıyorum. bu yüzden özellikle bir fikre ihtiyacım var. teşekkürler şimdiden.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle sağlık çalışanı olmadığımı ve kendimce vermek üzere olduğum her bilginin yanlış olabileceğini hatırlatmak isterim :)

      1. Eğer kan değerlerinde enfeksiyon çıkmışsa antibiyotik verirdim. Ama eğer boğaz enfeksiyonu ise boğaz kültürü de isterdim. Kızım boğazım ağrıyor dediği zaman enfeksiyonu kendisi yenmesi için biraz süre veriyorum ve enfeksiyona karşı etkisi bilinen gıdalar kullanıyorum. Bal veriyorum mesela, adaçayı içiriyorum, dışarıdan çay ağacı yağı vs ile ovuyorum vs vs. Şimdiye kadar kızım hastalıkları hep yendi, yenemeseydi ilaç kullanmakta tereddüt etmezdim.

      2. Hastalık dönemini atlatmışsınız zaten ama ateş için bir de yazı yazmıştım. Ateşi ben gözlemlerim. Hemen doktora götürmem. Gerçi şimdiye kadar ateş nedenile hiç doktora gitmemiz gerekmedi. Ama eğer hastalığın kötüleştiğini fark edersem, doktora elbette götürürüm.

      3. Ateş olduğu zaman da doktora gitmedim aten, gitmeyi de düşünmem. Benim için ateş, balgam, akıntı vs gibi belirtilerden ziyade kızımın tepkisi önemli. Eğer hastalık ağırlaşmıyorsa ve çocuk savaşabiliyor gibi görünüyorsa ve hastalık makul sürede (3-5) gün yavaş yavaş iyileşerek sonlanıyorsa, doktora gitmem. Ama makul süreden uzun sürüyorsa, hastalık gitgide ağırlaşıyorsa derhal doktora götürürüm.

      4. Bu konuda da bir yazı yazayım aslında. Doktora götürdüğümde öncelikle doktorun kan testi istemesini beklerim. Kan değerlerinin, özellikle de WBC değerinin değerlendirilmesini isterim doktorundan. Boğaz enfeksiyonu ise STREP-A testi de isterim. Anak ondan sonra antibiyotik kullanmaya ikna olabilirim.

      5. Bu sorunun doğru cevabını bilmiyorum. Ama ben temel olarak ateş düşürücü kullanamadan çocuğun durumuna bakıyorum, gerekmedikçe kullanmıyorum. Yani öyle çocuk hasta ise her 4 saatte bir ateş düşürücü verilmeli fikrine katılmıyorum. ben her koşulda ateş düşürücü vermem. Çocuğun gidişatına bakarım. Eğer rahatsızlığı artıyorsa, elbette ateş düşürücü kullanırım. Şimdiye kadar 3 kaşık ateş düşürücü kullandı kızım sanırım. Hepsi de rahat uyuması içindi. 3,5 sene boyunca enfeksiyon geçirmemiş olduğunu sanmıyorum, muhakkak geçirmiştir. Ateş düşürücü kullanmamasının herhangi bir olumsuz etkisine şahit olmadım.

      6. Antibiyotikler ne yazık ki bu sonuca götürüyor: Bir kere kullandıysanız, sık aralıklarla kullanmak zoruna kalıyorsunuz. Bu nedenle zorunlu kalmadan kullanmamak gerekli. Zorunlu kalmamak için de hasta olmadan önce bağışıklığı güçlü tutmak gerekli. Bu da çok zor aslında. Hem alınan gıdalar, hem çocuğun her gün temiz havada bulunması, hem de yeterince hareket etmesi gerekiyor. Ama ben hastalanmadan önce sağlıklı çocukla uğraşmayı, hastalandıktan sonra hasta çocukla uğraşmaya yeğliyorum. Eğer hastalanmadan önce, sank çocuk hasta imiş gibi itinayla uğraşırsanız, bu antibiyotik kısır döngüsünden kurtulabilirsiniz. Ben ki 30 sene boyunca sürekli antibiyotik kullandım (diğer ilaçların yanı sıra), 4,5 senedir ameliyatlarım haricinde hiç ilaç kullanmadan hastalıklarımı atlatabiliyorum artık... Ama gıdama dikkat etmez ya da temiz havada hareket etmeyi biraz savsaklarsam, hemen bağışıklığım düşüyor. Kendimde test edebiliyorum.

      Ben kendim de çok terlerim. Terlemek hastalığa neden olmaz. Ama eğer siz fazla giydirdiğiniz için çocuğu terletiyorsanız, vücudun sürekli aşırı sıcakta tutulması bağışıklığı düşürüyor olabilir. Bir ortamda ilk önce en yaşlı kişi üşür. O nedenle (yenidoğanlar haricinde) çocukların, yetişkinlerden 1 kat daa az giyinmesi daha uygun oluyor gözlemlediğim kadarıyla.

      Eğer internet üzerinden bir doktora soru sormak istiyorsanız Amerikan Pediatri Derneği üyesi Uzman Çocuk Doktoru, Kadir Tuğcu'ya soru yöneltebilirsiniz. Gördüğüm kadarıyla tüm soruları cevaplıyor.

      Umarım gönlünüze göre gelişir her şey...

      Sil
    2. Sevgili çok bilmiş, merhaba,
      Senin blogunu ktap gibi ara ara açıp bakıyorum. Hem yaklaşımın bana çok yakın hem de önemli linkleri/bilgileri paylaşıyorsun )) Ben de birkaç doktora çok ciddi ve ilacin vazgeçilmez olduğu durumlar hariç ilaç kullanmak istemediğimi ve çocuğun birçok şey kendiliğinden yenebileceğini inandığımı anlatmaya çalışyorum, ama hala beni anlayan birini bulamadım. Sen kızını hangi doktora götürüyorsun acaba?

      Sil
    3. Ben de arada açıp açıp okuyorum inan, her yazdığıma sular seller gibi hakimim sanılmasın :)
      Kızımı götürdüğüm doktor da antibiyotik de dahil olmak üzere diğer doktorların otomatik olarak yazdıkları her ilacı yazmıştı zamanında. Her seferinde baştan ateşten korkmadığıkı, ağrısını dindirmek istemediğimi, eğer zorunlu değilse sadece semptom gidermek için ilaç kullandırtmayacağıkı söylüyorduk. Yine de reçete ediyordu, ister kullanınnister kullanmayınndiyordu. Eşim de ilaçları alıyordu. Dolabımda hala bir sürü ilaç var. En son artık bronşiolit teşhisinde verdiği antibiyotiği kullanmadan kızım iyileşince pes etti doktorumuz. Ondan sonra da aşı ve yıllık kontrol haricinde hiç doktora götürmedim zaten. İnşallah ihtiyacımız da olmaz gitmeye.

      Şimdilerde çok denize girdimizden ortakulak enfeksiyonu olursa diye araştırma yapıyorum. O zaman kesin antibiyotik vermem için zorlayacaklar çünkü. Ön hazırlık yapıp bilgili gidince yelkenler daha çabuk suya iniyor.

      Sil
  26. Ben de "istersen kullanma" diyebilen bir doktor istiyorum. Öyle bir şey demedikleri için yazdıkları ilaç alıyorum... Ve ecza kutusuna kaldırıyorum )))
    Artık ben de gitmemeye başladım doktora, boşuna eczaneye paralar vermeyim diye ))
    Bu arada orta kulak için benim hamile iken gittiğim kayropakter demişti, orta kulağı sorunu olursa bana getir. Yani antibyotiksiz ilaçsız çözülebiliyormuş bu da. Kendisi isveç ama Istanbul'da yaşıyor, bana çok yardımcı oldu. Öyle bir ihtimal değerlendirmek istersen numarasını verebilirim.
    Peki idrar yolları için bir şey var mı? Yetişkinlerde cranberry, dereotu suyu (ya da kanttığın su), bol su gibi şeyler çoğu zaman faydalı olabiliyor, belki bir antiseptik yardımı ile. Ama çocuklara genelde antibyotik yazıyorlar diye biliyorum. Hiç araştırdın mı?


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. http://sormabulmadunyasi.blogspot.com/2013/01/yaban-mersinini-nasl-tanrz.html

      Sil
  27. Yaşadığım yerde çocuklar sürekli denizde ve havuzda olduklarından çok sık ortakulağı enfeksiyonu ile karşılaşıyoruz. Başımıza gelirse diye korkup araştırma yaptığımda kayroprakter önerdi herkes ama bizim yaşadığımız bölgede yok. Hastalık henüz olmadan, olursa ne yapalım, diye sormak üzere gidilir mi ki acaba?

    İdrar yolları enfeksiyonu da hiç başımıza gelmedi, o nedenle araştırmadım. Ama yaban mersini ile ilgili bir yazı yazarken, mavi yemişin idrar yolları enfeksiyonuna karşı etkili olduğuna dair bir bilgiye ulaşmıştım: http://sormabulmadunyasi.blogspot.com/2013/01/yaban-mersinini-nasl-tanrz.html

    Bu arada kızımı götürdüğüm çocuk doktorunun adını gizliyormuşum gibi olmasın. Hilal Mocan'a götürüyordum. Ama giderseniz de hayal kırıklığı yaşamayın ilaç konusunda diye baştan uyarayım.

    YanıtlaSil
  28. merhaba çok bilmiş 9,5 aylık bir kızım var. geçen ay bizde hafif bir grip atlattık. bende ilaç verme taraftarı değilim. inatla hiç ilaç vermedim. yaptığım tek şey sabahları aç karnına ılık pekmez vermek oldu. ( pekmezi anneannem yapıyor , köyden geliyor ) 15 gün gibi uzun bir süre sürdü hastalığı ama hiç ilaçsız atlattık. burayı takip eden arkadaşlara kadir tuğcu'nun yazılarını okumalarını tavsiye ederim her türlü sorunuza da cevap veriyor.. bilginize...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana da ilk başta kuvvet veren Kadir Tuğcu olmuştu. Kendisine yazıp cevap almışlığım da vardır.

      İlaç da kullansaydınız o hastalık gene o kadar sürerdi. Malum grip ilaçla bir haftada, ilaçsız 7 günde geçer, derler :)

      Ama zaman ilerledikçe süre kısalacak. Kızım 12-15. aylar arasında hemen hemen kesintisiz 3 ayı hasta geçirmişti. Şimdi hastalanınca iki günde ayağa kalkıyor çok şükür. İleride babası gibi "Başım ağrıyor biraz, hastayım galiba" diyecek noktaya gelecek diye ümit ediyorum :)

      Sil
    2. umarım bende sizin gibi olabilirim.. benim eşimde sizinki gibi maaşşallah bünyesi çok sağlam, ben salya sümük yatsam bile onda tık yok.. size ve ailenize sağlıklı bir hayat diliyorum. yazılarınıza devam lütfen takip edeceğim... araştırdığınız bilgilerinizi bekliyorum :)

      Sil
  29. Ben de doğal defne yağı almak istiyorum, bildiğiniz doğal yağ satan internet sitesi var mı acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef yok. Ben kasaba pazarındaki köylü amcanın yaptığı yağları kullanıyorum. Yardımcı olamadım üzgünüm.

      Sil
  30. Umca damlanin yarisi alkol hicbir ise de yaramiyor ve gereksiz pahali. Yine ayni sekilde propolisli alkollu suruplar para tuzagi. Serum fizyolojik bu isin bir numarasidir.burnu acik tutmaya bakin.sonrasinda geleneksel caylar yaglar ballar pekmezler kullanilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocuklara "doğal" ilaçtır diye alkol mü içiriyorlar yani? Doktorlardan da tavsiye eden varmış halbuki... Her türlü ilacın içeriğini iyi okumak lazım kesinlikle. Uyarınız için teşekkürler.

      Sil
  31. Birde cocuklari sabah aksam adacayi gargarasi bircok mikrop ve enfeksiyondan korur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocuklara gargara yaptırabilmek çok zor. Ben ıhlamur demleyip içine biraz da adaçayı karıştırıp ballı içiriyorum. Umarım işe yarıyordur.

      Sil
  32. Merhaba Çokbilmiş, ben de 8 aylık oğluma gerekmedikçe ilaç vermemek istiyorum. Yazın o kadar yol gösterici ki çıktısını alıp ara ara okumayı düşünüyorum =) Sana sormak istediğim bir konu var. Kızın maşallah kocaman abla olmuş ama bebekken D vitamini ya da demir ilacı vermiş miydin acaba? Benim oğlum sadece anne sütü alıyor, doktorumuzun 4. ayda ek gıdaya geçin demesine rağmen benim 1.5-2 sene sadece anne sütü ile besleme gibi bir hedefim var. Anne sütünde D vitamininin yeterli seviyelerde olmadığını okudum. Prof. Dr. Ahmet Aydın'ın D vitamini ile ilgili makalesini okuyunca vermenin daha iyi olacağını düşündüm. Bir de demir meselesi var tabii, ek gıda almadığı için sadece anne sütü demir açısından yeterli olur mu bilmiyorum. Doktorumuz kan testi yapılmasını ona göre ihtiyacı olduğu görülürse takviye edilmesi gerektiğini söylüyor.
    Bebeğini sağlıkla kucağına almanı dilerim. Sevgiler.
    Sayende sabuncevizi ve limon tuzu fanatiği olmuş bir okuyucun =)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, umarım işinize yarar.

      Kızım küçükken doktor önerisi ile kısa bir dönem D vitamini ve demir ilacı verdim. Sonra baktım çocuk içmek istemiyor, ne veriyorum, neden veriyorum diye araştırma yaptım, en sonunda vermemeye karar verdim ve kestim.

      Kızım yaz kış her gün en az 4-5 saatini dışarıda geçiriyordu ve karın altında bile paket yapıp da pusette saklamıyordum, kucağımda ve olabildiğince her yeri açıkta oluyordu. Bu tür araştırmaların soğuk Kuzey ülkeleri için yapıldığını düşünüyorum. Bir de sürekli güneş kremi kullananlar var, onlar da güneşi ememediklerinden D vitamini eksikleri oluyor. Biz, kızım 2,5 yaşındayken Antalya'ya taşındık. Yılın hemen hemen 6 ayı, günde 7 saat denize girdiği oluyor. Bu çocukta da D vitamini eksikliği varsa, fiziksel bir sorunu var demektir herhalde.

      Demir'in de fazlasının da eksikliği kadar zararlı olduğunu okudum. O nedenle kafadan her bebeğe verilmemeli bence. Ama Türkiye'de insanların çoğunda demir eksikliği varmış, bu nedenle test yapmadan her bebeğe veriyorlar. Ben kızıma 1 ay bile kullanmadım sanırım. Ayrıca 6. ayı bitirene kadar da ek gıdaya başlamadım. Ona rağmen yapılan kan testlerinde demir eksikliği çıkmadı, hatta başka hiçbir sorunu çıkmadı, çok şükür.

      Gerçi Kuzey ülkelerinde bebeklerden kan da almıyorlar. Damar yoluna girmek de tramvatik etki yaratıyormuş. Ama ben gereksiz ilaç ve vitamin kullanmaktansa, doktorumuzu ikna edebilmek adına yılda 1 sefer kan aldırmayı tercih etmiştim.

      1,5-2 sene sadece anne sütü vermek anne açısından çok fedakarlık gerektiren bir tercih, sabır diliyorum size, umarım her şey gönlünüzden geçtiği gibi olur.

      Sil
    2. Detaylı cevabın için çok teşekkür ederim Çokbilmiş. Bu arada seni çok samimi bulduğum için "sen"li hitap ediyorum ama ilk yorumumu gönderdikten sonra aklım başıma geldi. Rahatsız ettiysem kusura bakma lütfen.

      Ben de oğlumdan kan alınmasını hiç istemiyorum. Bebeklerde koldan kan alınırken damarın bulunmasının zor olduğunu okumuştum. Demir için "finger prick" denen, parmak ucundan iki damla kan alınan bir test varmış. Doktorumuza onu soracağım.

      Ben oğlumu o kadar uzun sürelerle dışarı çıkaramıyorum. Ama yine senin yazılarından okuyup da ilham alarak, kışın en soğuk havalarında bile dışarı çıktık oğlumla. Çok şükür bir hastalık yaşamadık şimdiye kadar.

      D vitamini için içinde BHA katkısı olmayan bir damla buldum yurtdışından. 2 aylıkken başladık, yaz gelene kadar her gün bir damla vereceğim.

      Aşı konusundaki görüşlerini okudum. Bu konuyu ben de araştırdım ve 4. ay aşılarından sonrakileri yaptırmamaya karar verdim. Keşke bu konuda hamileyken bilgi edinseydim diyorum şimdi, hiçbir aşıyı yaptırmazdım o zaman. Sürekli takip ettiğim Dr. Mercola'nın aşağıdaki yazısı da kararımı etkiledi: http://www.mercola.com/article/vaccines/neurological_damage.htm

      6. ayın sonunda Baby Led Weaning yöntemi ile ek gıdaya geçme denemelerimiz oldu ama oğlum bu durumdan hiç hoşnut olmadı, ben de zorlamadım. Hala ara ara eline havuç veriyorum ama diş kaşımaktan öteye gitmiyor =) Bebeklerin gıdaları tam olarak sindirebilmeleri için gerekli tüm enzimlerin ancak tüm süt dişleri çıktığı zaman üretiliyor olduğunu okumuştum bir yerlerde. Eskiden annelerimizin besinleri çiğneyip kendi enzimlerini karıştırarak bizlere vermeleri doğru bir hareketmiş =)

      Son olarak biraz alakasız bir konuda bir sorum olacak müsaade edersen. Yüz toniği olarak tarifini verdiğin gül sulu, maden sulu ve lavanta yağlı karışımı hazırlayacağım. Spreyli şişe hariç tüm malzemeler hazır. Haftalardır deli gibi spreyli, büyük hacimli cam şişe arıyorum ama bulamıyorum. Böyle bir şişe nerden bulabilirim acaba? Önerin olursa çok sevinirim.

      Çok teşekkürler =)

      Sil
    3. Elbette sen diyebilirsin, nasıl rahat hissediyorsan...

      Aşı konusunda ben kararsızım. Ne kadar okursam okuyayım, kendimi karar verecek pozisyonda hissedemedim. O nedenle belki biraz geciktirebilirim ama aşılarını vurduracağım sanırım.

      Türkiye'de şişe fabrikası yokmuş, Bulgaristan'dan geliyormuş şişeler. En son bildiğim buydu yani. O nedenle öyle aradığın gibi şişeleri bulmak zor. Büyük boy olmasa da yağ püskürtme şişeleri var, onlardan kullanabilirsin. Ya da kolonya şişelerine, marketlerde satılan plastik gül suyu şişesinin sprey uçlarını yerleştirmeye çalışarak kendin evde yapabilirsin. Ben de aradım da, aradığım gibi bir şey bulamadım maalesef.

      Sil
    4. Aşıları geciktirmek ya da tek seferde vurulacak aşı sayısını sınırlamak gibi yöntemler de var. Dr. Sears'ın bu konuda tavsiyeleri vardı web sayfasında. Bu iki seçenek arasında aşıları ertelemek daha uygun gibi geliyor bana, en azından 3 yaşından sonra kan-beyin bariyeri oluştuktan sonra yaptırmak daha az zararlı olabilir.

      100ml'lik spreyli cam kolonya şişesi bulabildiğim en iyi çözüm oldu. İçindeki kolonya kokusunu çıkarabilirsem kullanacağım =)

      Sil
  33. merhabalar yazınızı çok beğendim bende ilaç kullanmak hiç istemiyorum bebeğime ama ne yazık ki bronşilit oluyor kızım sık sık bir kere hastanede yattık tekrarı olacak diye korkuma ilaç veriyorum :(doğdugundan beri bu 7. bronşilit oluşu çok üzülüyorum ilaçsız atlatabilir miyim acaba istediim gibi doktorda bulamadım antibiyotik kullanmasamda ventolin hava veriyorum ventolinsiz geçer mi acaba blginiz var mı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim kızıma da 13 aylıkken bronşiolit teşhisi konulmuştu. O zaman yaptığım araştırmalarda bronşiolitin aslında ilaçsız atlatılacak bir hastalık olduğunu, sadece eğer bronşiolit sırasında akciğerlerde iltihaplanma oluşmuşsa, o iltihaplanma için antibiyotik kullanılması gerektiğini okumuştum. Bu nedenle idrar ve kan testi yaptırıp, vücudunda iltihaplanma olduğunu gözlerimle görmeden antibiyotik kullanmam. Bronşiolit için verilen başka da bir "tedavi edici" ilaç yok sanırım. Diğer verilen ilaçların hepsi "semptomları yani belirtileri hafifletme"ye yönelik, bildiğim kadarıyla.
      Doktorumuz ilaç yazdığında ben doktorumuza açık açık soruyordum "Bu ilaç tdavi mi edecek? Tedavi edecekse, nasıl tedavi edecek, nasıl etki edecek? Tedavi etmeyecek de sadece semptomları yani hastalığın belirtilerini yok edecekse, kullanmamamın herhangi bir sakıncası olur mu?". Bu tür soruları arka arkaya sorunca genellikle doktorlar bilinçli bir hasta ile karşı karşıya olduklarını anlayıp, başlarından çocuk savar gibi reçete yazıp elinize tutuşturmaktan ziyade, karşılarında aklı başında bir yetişkin var diye düşünerek ayrıntılı açıklamalara başlıyorlar. Ve en sonunda da "İlacı kullanmasanız da hastalık iyileşebilir ama öksürük aynı şiddette devam eder. Karar sizin" diyorlar. O noktada da karar size kalıyor.
      Ventolini kızıma da yazmıştı doktor. En sonunda da "Kullanıp kullanmamak siizn kararınız" demişti. Kullanmamıştım. Zira çevremdeki her çocuğa muhakkak yazıldı bu Ventolin denen ilaç ve gözlemlediğim kadarıyla bir kere kullanan çocuk bir daha da iflah olmadı, sürekli hastalanıp sürekli bu ilacı kullanır hale geldi. Evinde çocuğun ağzına burnuna buhar üflemeye yarayan makineden olmayan arkadaşım yok desem yalan olmaz.

      Bence sizin hastalığı sonlandırmaktan daha önemli bir işe yarayacak bir doktor bulmanız lazım: Bu hastalığı 7 kere geçirip, yedisi de sonlandığına göre demek ki hastalığı atlatabiliyorsunuz. Ama sorun şu: Neden hasta oluyor bu çocuk? 7 kere bronşiolit olmak normal mi? Normal değilse, nedir bu hastalığı tetikleyen unsur? Bu sorulara cevap bulacak bir doktor bulmanız gerekiyor. Etrafınızda yoksa bile bir çok doktor internetten cevap yazıyor artık. Çocuğunuz hastayken, onu iyileştirmek üzere ilaç sorarsanız doktorlar cevaplamazlar. Ama çocuğunuz henüz sağlıklıyken, bu hastalığın nüks etmemesi için neler yapmam lazım diye sorarsanız her doktorun seve seve cevaplayacağına eminim. Cevaplarından memnun kaldığınız doktora da bir adım ileri gidip, "Hastalandığında hangi ilaçları kullanmak zorundayım, hangilerini kullanmak zorunda değilim?" diye sorabilirsiniz.

      Sil
  34. bu arada kızım 18 aylık emiyor ve malesef iştahsız sadece memeyle yetiniyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doktor Kadir Tuğcu yu okumanızı tavsiyw ederim nacizane.

      Sil
    2. Çocuğunuznun iştahsız olmasının meme ile bir ilgisi olduğunu sanmıyorum. Bazı insanlar iştahlı, bazıları iştahsız oluyor. Dünya üzerindeki herkes eşit oranda yemek yemiyor. Kızınız genç kız olduğunda, iştasızlığından memnun olacak, fidan gibi bir genç kız olacaktır muhtemelen :)
      Ayrıca çok sık hastalanan bir çocuk olduğuna göre iştahsız olması da gayet normal.
      Eğer memeyi sonlandırırsanız, iştahsız olmaya devam edecektir muhtemelen. Hem iştahsız hem de meme ememeyen bir çocuğun bağışıklığı da daha kötü olacağından yine tahminim daha çok hastalanacaktır.
      O nedenle emzirmeyi kesmeyi düşünüyorsanız (yani sadece bu nedenle düşünüyorsanız) kendinizi üzmeyin boşuna.

      Sil
  35. Merhaba. Benim 1 yasinda bir oglum var. su anda bogazinda enfeksiyon var. Doktor antibiyotik yazdi ama vermedim, artik antibiyotik kullanmak istemiyorum. Ne kullanmami onerirsiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben tıp uzmanı değilim, bu nedenle hiçbir tavsiyede bulunamam.

      Ama antibiyotik kullanmak zorunda olup olmadığınızdan emin olmak istiyorsanız, şu doktorun önerilerini tavsiye ederim: http://www.anneoluncaanladim.com/forum/forum_posts.asp?TID=17006

      Sil
  36. merhabalr kzim da oksuruk yok ama balgam ar buyuzden balgamini atamiyo nettve dolasirkn yazinizi okuyunca dr gtmktn vazgectim kizim 22aylik balgami nasil cikartabilir ilacsiz simdiden tskler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer siz balgamı olduğunu hissedebiliyorsanız, muhtemelen çıkartıyordur balgamını. Siz ağzından dışarı çıkarsın diye bekliyorsunuzdur ama o balgamı çıkartıp yutuyordur. Balgamın içindeki mikroplar midede, mide özsuyu ile ölürler. O nedenle balgamını yutuyor diye endişelenmeyin. Ama çocukta anormal bir durum seziyorsanız doktora götürmemezlik yapmayın. Çok geçmiş olsun.

      Sil
  37. Merhabalar ne kadar güzel site keşfettim ben bugün. Size bir sorum olacak 38 aylık kızım ateşli bir grip geçiriyor ve öksürüyor. Ateşi 39 ları geçinde günde 2 kez duş aldırdım ve üzerini ince giydirdim ve gece uyurken üstünü örtmedim. Sabah uyandığında öksürüğü değişmiş çatallı ve çok zor öksürüyordu uzun öksürük halinde. Şubat ayındayız evet kombi yanıyor ama ben ince giydirerek ılık duş aldırarak ateşli haldeki çocuğun üzerini örtmeyerek öksürüğün şeklinimi değiştirdim diye kendime çok kızmaya başladım. Sizde kızınıza duş aldırıyormuşsunuz ateşli haldeyken böyle bir sıkıntı yaşadınız mı? Kızım şimdi balgam çıkarmaya çalışıyor kendini hırpalıyor öksürürken kusacak diye korkuyor tabi ben bal limon takvileri yapıyorum ama bu çocuğu ben ateşli haldeyken ılık suya soktum ince giydirdirim birde üstünü örtmedim gece hasta oldu diye kendimi çok suçluyorum. Öksürüğünü nasıl inceltirim nasıl rahat öksürür diye düşünüp duruyorum yardımcı olursanız çok sevinirim. Size sevgilerimi gönderiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben kızıma soruyorum, o istemedikçe hiçbir şey yapmıyorum. Eğer duş alırsa iyi geleceğini hissediyorsa aldırıyorum ama yok duş almak yerine kat kat battaniye altında yatmak istiyorsa, ben de onu dinliyorum.
      Eğer istemediği bir müdahalede bulunduysanız, belki vücudunu zorlamışsınızdır, bilemiyorum.
      Aslında her hastalık vücudumuzu, kendimizi, çocuğumuzu tanımamızı sağlıyor. Yaptığımı her müdahale bize ders oluyor, tecrübe oluyor.

      Sil
  38. Merhaba. Benim 8 yaşında bir oğlum var. Bütün vücudu alerji şeklinde kızardı, hastanede kan tahlili yaptırdığımda aso' su 777 çıktı, Doktor bunun beta mikrobu olduğunu vede sadece penisilinle tedavi olabileceğini söyledi, ancak çocuğumun penisiline de alerjisi var, bu mikroptan nasıl kurtulabiliriz bildiğiniz birşeyler varsa paylaşırsanız sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef bu konuda hiçbir bilgim, tecrübem yok. Zaten siz de bu hastalığı atlatmışsınızdır şimdiye kadar. Olumlu bir tecrübeniz olduysa belki paylaşmak istersiniz?

      Sil
  39. Merhaba cok bilmis 14 aylik ogluma sayisini bilmedigim kadar antibiyotik icirdim bogaz enfeksiyonun dan biktim ne yapmaliyim lutfen bi yol gosterin furkan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bulunduğunuz bölgede bir homeopat veya kayropraktır varsa, onlara baş vurmanızı tavsiye ederim.
      Umarım atlatırsınız yakın zamanda.

      Sil
  40. Merhaba bir yazınızda çocuğu gece uyanmamaya alistirdiginizi yazmıştınız,bunu nasıl yaptığınızı yazabilir misiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkinci çocuktan sonra bu tür ukalalıklar yapmıyorum artık :) Çocuğun içinde varmış, alıştı diyeyim. Benim maharetim olsa, ikinciyi de alıştırabilirdim ;)

      Sil
    2. :) peki kan ilacı konusunda ne yaptınız ilk çocukta,benim çocuğun kan değerleri 9.ayda örneğin 13 çıkması gerekirken 11çıktı.ama ben kan ilacını vermiyorum hâlâ.yiyeceklerini demirden zengin besinlerden seçmeye çalışıyorum.senin bebeklerin kan değerleri de düşük çıkabiliyor muydu bazen.

      Sil
    3. Aynısefa kremini kas ağrılarında ve soğuk algınlığında masaj kremi olarak da kullanabilir miyiz(büyükler için ) bu konuda bir bilgin var mı,yoksa deriye yedirilen bir şeyin saf yağ olmasından yana mısın.

      Sil
    4. Bence kullanılır, yani ben kullanırım :) ama homeopati bilgim yok maalesef.

      Sil
  41. Mrb. Yazinizi ve yorumlari dikkatle okudum. 2 cocugum var. Buyuknolanin bunyesi cokhassas hastalanmaya cok meyilli. Bende oyleyim bana cekmis belki. Cok evhamliyim ateslenir ateslenmez hemen acile gidenlerdenim. Yazinizi okudum uygulamayi cok isterim ama dedim ya evhamliyim korkuyorum ateslenince ates dusurucu vermeden iyilesmesini beklemeye mesela. Oglum 5 yasinda anasinifina gidiyor hirde 6 aylik kardesi var. Haftada 2 gun dr.dayiz. sık hasta oluyoe ve kardesinede geciriyor. 1.5 ayda 3 kutu antibiyotik ictik. Alerji problemimiz var bi dolu alerji ilaclari iciyorux. Ufaklik suan bronsiolit antibiuotik ve evde hava veriyoruz. Iki kere idrar enf oldu. 2 kerede o zamsn ant. Kullandi. Kisacasi ben hem ilac kullandiklari icin cok uzuluyorum hemde bununla basa cikamiyorum. Hsdyaligi ya ilerlerse diye korkuyorum hep. Oksurugu cok oluyor mesela cigerine indimi diye cok terddut ediyorum.e kere bronsitnoldu buyuk cocuum. Size bazi sorularim var
    1.Simdide bitmeyen bir geniz akintimiz var. Tabiki oksurugukuzde. Ilac vermiyorum dr goturmuyoeum artiyor gece oksurukten uyuyamiyor. Odasjnda su isitici calistirinca rahat uyudugunu farkettim. Buhar mak. Hakkindako fikirlerinizi sormak iatiyorum. Sogukmu sicakmi almali?
    2. Sirf geniz akintisi var diye antibiyotik yine verdi dr. Ama ben kullanmadim. Akiti gecmiyoe ve okula gittigi surecede ilerliyor sonunda sinuzit bogaz enf. Tablosu ve antibiyotik. Kisir dongu seklinde ayni seyler. Hastalik ilac vermeyince bizde illaki ilerliyor sonrasi bas agrisi bogaz agrisi ates vs. Solugu drda alip antiviyotige basliyoruz. Siz ne o erirsiniz bu durumda?
    3. Bu temiz hava meselesini uygulayamiyorum bir turlu. Ogluma dr dedi sıkı giydir kisinda cikart ama babasi cikartti ruzgarliydi sonuc sinuzitle sonuvlandi. Agzini burnunu kapatiyoruz ve sıkı giydiriyoruz. Bunu bikac kez yasadik sonunda cikartmiyorum..bebegide cikartmaya korkuyorum acikcssi ayni sonuctan. Bu soylediklerini her cocuga uymuyormu benimkilerde tuhaflik var anlamadim. Yada en basindan alistirmadigim icinmi? Ben bile banyo yapip yatayim yada disari cikayim hemen sinuzit olurum ..
    4. Ateslenince ustunu saripmi disari cikartiyorsunuz? Kac derecede ates dusurucu veriyorsunuz? Ates oldumu gitgide artiyor bizde be cocuk titremeye basliyor arttikca. Bakiyorum kotu durumda ates dusurucu veriyorum ama 38 derecenolmasini bekliyorum.vermek icin. Ateslwnince disari cikartsam. Balkona vs.hemen dusuyormu atesi?
    5. Bende hep soyle bir inanis var hemen dr gotirmezsem hastalik ilerler. Bogazi agriyor mesela ilacsiz gececegini hic dusunmedim. Bana hastalikta seyriniz nasil ilerliyor ve gercekten ilacsiz geciriyormusunuz? Yoksa dogal antibiyotik seyelrmi yapip veriyorsunuz sogan suyu sarimsak vs. Gibi..Bende sizin gibi olmak cok istiyorum ama uygulayabilirmiyim benim cocuklardada etkili olurmu bilmiyorum.. bikac kez denedigimde sonuc kotu olmustu. Bogazi agriyodu hemen dr getirmedim sonra kulak enf da wklendi hwm bogaz hem kulak sonucta pespese iki antibiyotikle gecti. Oksurdu goturmedim hemen bronsit oldu. Cevremde bazi ark.dan ozenip gtirmiyim hemen diyorum bide olnuyor niye olmuyor ilerliyor cok canimi sıkiyor? Ama inanin bwnde oyleyimdir bogazim agrir agrir sonra kulagima yayilir agri lenf bezlerim siser hep ilerler sonucta daha kuvvetli agir bir antibiyotik kullanmak zorunda kalirom bastan gitse hafif bir antibiyotikle atlatirim diye hemen dr gisiyprum artik.
    6. Birde ufaklik icin abiden hep hastalik kapiyor burnu hep tikalo acilmiyor uyuyakiyor. Tam iyilesmesen bidaha oksuruk basliyor ondan sanirim. Onunda dogal bagisiklik kazaniyor ama onun icin ne yapabilisrim aizce? Burnu temizliyoeum surekli sogan koyuyorum basucuna yok.
    Cok uzun ve karisik oldu belki ama yorumujuzu merake diyorum

    YanıtlaSil
  42. Aman arkadaşlar Google sayesinde herkezin kendini doktor zannedip hem kendi cocugu ki olmadığına Eminim ve sizlerin çocuklarına zarar verme potansiyelleri arttı bu gibi kara cahillere dikkat ve blog sonunda ki yorum atan organ mafyalarına hepten dikkat siz siz olun böyle şizofren yada şarlatanlara prim vermeyin doktora gidin bir ömür vicdan azabı ile yaşamayın.Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üç çocuğum var. Instagram'da @cokbilmis2010 hesabıma gelirseniz aile hayatıma dair fotoğraflarımı görebilirsiniz. Kara cahil dediğiniz de bensem eğer haddinizi bilin...

      Sil
  43. Blogunuz guzel olmus fakat havale konusunda yazdiklariniza inanamadim 41 dereceli cocuk icin hicbir sey yapmamaniz gercekten korkutucu.cunku siz soguk kanliligi abartmissiniz bence.havalenin buyuk bir zarari olup olmadigi kanitlanmasada bircok kotu ornegi var etrafimizda cogu tanidigimin cocuklari havale gecirdi ve kimisi engelli oldu.kimisinin ic organlari zarar gordu.allah korusun evlatlarimizi ama bu fikrinize katilmiyorum.en azindan acile goturebilirdiniz.bu sakin kalma çabaniz ileride allahim gostermesin ama kotu sonuclanabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üçüncü bebeğimi büyütüyorum, bu yazıda bahsettiğim kızım şu anda 9 yaşında, çok şükür üç çocuğum da ateş düşürücü dahil hiçbir ilaç kullanmadan büyüdüler.

      Sil
  44. Merhaba,ustte 'üç çocuğum da ateş düşürücü dahil hiçbir ilaç kullanmadan büyüdüler' demissiniz ama gene bu postta birkac kez ates dusurucu kullandiginiz yaziyor, ilac kullanmamayi iyi veya basari gibi gostermek bir grup insanin cocugunun hayatini etkileyebilir. Ates sizin evde anlayamayacaginiz onemli ve sayili saatlerde mudahele gerektirecek bir haberci olabilir bazi durumlarda. Boyle bir platformda verilmesi gereken dogru mesaj cocugunuzu mutlaka doktora goturun ama teshis konusunda sorularinizi sorun ve tedavinin icerigi ile ilgili bilgi alin, fikirlerinizi paylasin sonra yapip yapmamak sizin seciminiz olmali cunku her cocugun bunyesi ve etki farklidir. Hep saglikli, huzurlu, mutlu, uzun omurlu olsun tum cocuklar.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Instagram

Instagram

Twitt'le

Translate

İstatistiklerim


View My Stats